21 Ekim 2011 Cuma

FANUSUN İÇİNDE

     Merhaba. Nasıl gidiyor? Ben kim miyim? Önce ben neyim diye sorman lazım. Benim adım ferat(yanlış yazmadım h’sizim ben) küçük ferat derler bana. Gerçi diyenler dostlarım değil sahibim olacak bir mühendis adayı ve onun ne idüğü belirsiz ev arkadaşları.  20 cm çapında bir fanusta yaşıyorum. Buna da yaşamak denirse elbet. Bettayım ben. Koyu maviyim. Enteller parlement mavisi diyorlar bana. Onlara koca bir s..ir çekmek isterdim. Ama ağzımı açtığımda çıkan şeyler sadece baloncuklar. Yalnızlık koymaz aslında bana o kadar. Zaten sene de bir kere çiftleşiyorum doğam gereği. Yani senin bildiğin erkeklere benzemem. Bir çiftleşirim tam çiftleşirim. Bırakalım bu saçma sapan konuyu. Ne demiştim.. hah .. sahibim bir mühendis adayı ama sanırsınız ki filarmoni orkestrası. Her bir b.k var. 2 tane gitarı bir tane yan flütü bir tane mızıkası bir tane neyi( o espriyi yapmayacağım o düzeyde bir balık değilim rahat ol) ve bir tane vuvuzelası var. Fanusum 5 cm karşısına 10 santimetrekarelik bir ayna koydu bi de. Arada bakıyorum dalıyorum. Lan ne güzelim öyle ufacık tefecik “parlement” mavisiyim. Bu dalışlarım evdeki hıyarların pek hoşuna gidiyor.”ba ba salaaa ba kendini başka balık sanıyo” diyorlar. Yanılıyor aptallar. Benim ,aynada ki yansımamı başka bir balık sanma olasılığım ,onların el diye adlandırdıkları uzuvlarını  kendi türlerinin dişileri sanma olasılığından daha düşük. 
        Neyse biraz bu fanusumda ki geçmişimden bahsedeyim. Yaklaşık olarak 7 aydır yaşıyorum bu fanus ve bu sahiple. Bu eve geldiğimde dini görüşüm yoktu. Ama sahibimin saçma sapan hareketleri beni Müslümanlığa yöneltti. Neden mi? Kendilerinin ramazan ayı olarak adlandırdıkları kutsal bir ay varmış. Yemekten sudan kesilmek gerekiyormuş. İyi hoş güzel fakat ben balığım. Ben niye oruç tutuyorum. Sahur ve iftar diye kavramlar öğrendim. Açlığı öğrendim ama susuzluk nedir hala anlayamadım sanırım o konuda biraz sıkıntı var. Aman neyse yahu. Sahibim memleketine gitti 15 gün gelmedi. Mal beni götürmedi. Aç kaldım 15gün. Ama ölmedim. İnadına yaşıyorum. Geldi bu sahip fanusumun suyunu temizlerken beni elinden düşürdü. Kendimi bir anda köpüklü suların arasında buldum.  Hayatım gözlerimin önünden film şeridi gibi geçti. Her yer buğuluydu maviydi gerçi neyse. Ölmedim gene ölmedim. Sahibim olacak hıyarağası aldı beni vücuduma bulaşan bulaşık deterjanını temizlemek için beni çitiledi. Hayvan. Öhöm kendime ayıp ettim kusura bakma. Bir de sizin “rakı şişesinde balık olsam” tabiriniz bitirdi beni. Bi düşündüm sonra. Lan bi büyükte ben böyle olimpik havuz etkisi yakalayabilirim niye olmasın. Bu sahibim rakı içer bazen. Umarım bi gün beni içine atar. Beyaz hocam bi kere beyaz. Ortam değişik. Ooooofff offff. Dalgacı olduğuma bakma be . Bak sana iki kelam etme fırsatı yakaldım çenem hemen düşüverdi.  Çok sıkıldım fanustan. Gelen geçen tıkırdatıp duruyor bok var gibi. Sen şimdi beni okumayacak olsan şu koca g.tlü hıyar gelip beni anlamaya çalışacak mıydı? Hayır. Her şey menfaat üzerine her şey. Pehhh yalan dünya. Neyse. Sizden ricam bu kocaman eğer beni  rakı reklamında yazmazsa vurun ağzına ağzına. Sürünsün .bne. balık hafızalı olmadığımı gördünüz. Gönül isterdi ki karşılıklı oturup bi sohbet edelim 2 duble bişeyler içelim. Ama işte balık olmak zor çıkamıyorsun sudan. Sudan çıkmış balık olamıyorum. Aslında biraz daha konuşsak benim çok bilge olduğumu anlarsın .. hani sizin dizilerde bilge balıkçılar var ya hah ben direk bilge balığım. Neyse  daha fazla vaktinizi almayayım ben ufaktan ufaktan kaçayım. Azıcık aynaya bakıyım da şu mallar gene gülsünler.hakkaten mallar ama. Olsun azıcık olsa bile seviyorum p.ştları. görüşmek üzere. Hoşça kalın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder