1 Aralık 2012 Cumartesi

KİMSE VAR. DI...

saat bir tik bir tak
kafama takılanlar
bir bir
tik tak

erirken hayat
katılaşan hayaller
derin bir nefes...
ver şimdi ya da
tut,
say
bir tik bir tak...

aralık'tı
aralıktan sızışımız...
bir yaz günüydü
başladı
bir tik bir tak...

akarmış gibi yaptı
o, zaman.
bozulmuştu algılar
sayıyordu yerinde

bir tik bir tak...



8 Ekim 2012 Pazartesi

OYUN


Yalnızlık; hayatın yalın yüzü, yakan ve soğutan…

Hayat; kalbin bir anlık deliliğine bakan, ince ve bazen çekilmez.

Kalp; akıldan kaçan, bazen korkudan bazen de aşktan, hızlı atan…

Akıl; bedene savaş açan, rakıyla bazen beliren, sigaranın ateşinde parıltısını yitiren,

Beden; toprakta elbet çürüyecek olan ve bazılarında toprağa bile gerek kalmayan…

Toprak; yalnızlığın son seferi, layık olmasa bile kabul eden…



Yalnızlık; hayatın yalın yüzü, yakan ve soğutan…

Hayat; sadece bir kısır döngü, roller kesen.

7 Mart 2012 Çarşamba

OSURUKLU GÖT

     Merdivenleri teker teker eksiltirken arkasına baktı. Bir şey yoktu. Yüzünde bir gerginlik vardı. Nefes alışları sıklaşmış, alnında boncuk boncuk terler birikmişti. Son merdivenin de hakkından gelip köprüye ulaşırken, içine düştüğü hava akımının selamına kayıtsız kalmayıp sol bacağını, diz kapağından hafifçe bükerek karnında biriken yükün bir bölümünü yolladı. Merdivenlere ulaşmak üzereyken arkasına bir kez daha baktı, yine bir şey yoktu meydanda. Memnuniyetle kalan yükü de attı içinden. Gözlerindeki orgazmik kayma, adeta dağa taşa haykırıyordu rahatlığını. Kendine gelip sigara yakmaya yeltendiğinde, merdivenlerden çıkmakta olan çiftin kendisine, gülmekle gülmemek arasında kalan o ibneliğin tüm ihtişamını barındıran yüz ifadeleriyle baktığını gördü. Çift köprüye ulaşıp yavaşça gözden kaybolduğunda kahkahaları çınlıyordu sessizlikte.
   
     Köprüden indikten sonra bir kedi gördü sanki. "Pissst"dedi. Kedi oralı olmadı. Hırsını kediden çıkarmak ister gibi bir saçma sapan dangalakça hali vardı. Kedi tüm vurdumduymazlığıyla bıyıklarını burup "Ne pistliyon len senden mi korkacam osuruklu göt" dedi. 'Osuruklu göt' ne demekti. Ne sanıyordu kendini bu ibne kedi. Yerden ufak bir taş alıp kediye fırlatır gibi yaptı. Kedi göbeğini kaşıyarak "hehaastir lan" dedi. Kahkaha atmaya başladı. Gözden kayboldu. Kahkahaları yankılanıyordu hala kedinin.
 
     Yürümeye devam etti. Evine yaklaşıyordu. Dilenci gördü. Bir an halini unutup ona para vermeye meyletti. Dilenci purosunu çıkardı ve yaktı. İçine çekerken yüzüne bakıp "Ulan senin parana mı kaldım pezevenk? Siktir ol git şimdi osuruklu göt" dedi.  'Osuruklu göt' ne demekti. Ağlamaklı bir halde parayı dilenciye fırlattı. Dilenci puronun dumanını paraya doğru üfledi. Para cebe tekrar girdi. Buna da şükredip yoluna devam etti. Dilencinin kahkahaları kulağında çınlıyordu.

     Mahalleye girdiğinde stresten kıçını kastığını ve bu sebeple boxerının kıçının arasına kaçtığını fark etti. Sol bacağını hafifçe büküp, baş ve işaret parmağının yardımıyla boxerı azaptan kurtarmaya yöneldi. Tam hedefe varacak iken "Dur polis!" diye bir feryat duydu. "Ellerini yavaşça götünden çek ve havaya kaldır." Şoka girmişti. Siren sesleri sardı dört bir yanını.  Yedi tane polis arabası etrafını çevirdi. Silahlar doğrultulmuştu yüzüne. Sağ eli kıçında, sol bacağı bükük, sol eli havadaydı. Sağ bacağı ise sıradan bir şekilde duruyordu yerinde.  "Teslim ol osuruklu göt" diye bağırdı polis. 'Osuruklu göt' ne demekti. Göz çapağı yiyecek durumdaydı. Elini ayağını normal pozisyona getirerek düşünmeye daldı. Şaşkındı. Ekip aracına bindirildi. Boxerı iyice kıçına girmişti artık. Karakola geldiler. Zindanlara atıldı. Zindanda sağ ayağından zincirle duvara bağlanmıştı. Uzaklardan, derinlerden bir ağlama sesi duydu. Arttı ses. Arttı... Arttı... 15 metre boyunda bir bebek ağlıyordu karşısında. Bebek ıkınmaya başladı ve arkasını döndü. Dehşete kapılmıştı. Şelale misali yağan bok, tam ona ulaşacakken "Haaayıııırrrrr" diye bağırdı.
   
     Uyandı. Saat sabaha karşı 4'ü geçiyordu. 1 yaşını daha bitirmemiş oğlunun ağlamasına uyanmıştı. Gitti yanına.Uykulu bir halde gülümseyerek baktı oğluna. Altını kontrol etti. Temizdi. Karnı da aç değildi. Sonunda anladı sıkıntısını. Aldı oğlunu kucağına ve sol eliyle gazını çıkartmayı denedi. Oğlu 'zort'u zortlayınca kahkahaya boğuldu. Evin her köşesinde yankılanıyordu kahkahası.Kötü kokuyu alınca yüzünü ekşitip oğluna, "Ne pismişsin lan osuruklu göt" dedi.

     Bebek güldü.